52 Küçük Değişiklik serisinde hep zihin sağlığımıza iyi gelen değişikliklerden bahsettik, ama bu sefer beden sağlığımıza da değinmek istiyorum. Çünkü aslında bu alanda günlük rutinimizde yapacağımız küçük değişikliklerin ileride bizim için çok fayda sağlayacağını düşünüyorum.
Aslında sağlıklı beslenme, kan değerlerimizi düzenli olarak kontrol ettirme gibi alışkanlıklar da çok önemli, ama bugün benim için önemli olan iki alışkanlıktan bahsetmek istiyorum.
Birincisi ağız bakımımızla ilgili. Benim küçüklüğümden beri hep diş çürükleri ile sorunum oldu. Fakat son bir seneye kadar hiçbir doktorum bana ağız bakımı ile ilgili tavsiye vermedi. Sadece fırçalamaktan bahsettiler, ki diş fırçalamayı hiç aksatmam. Fakat Türkiye’de diş hekimlerinin yaptığı işi Avustralya’da iki farklı kişi yapıyor, biri diş hekimi, diğeri de dental hygienist ya da diş hijyenisti. Diş hijyenisti size dolgu, kanal tedavisi gibi işlemler yapamıyor, ama diş temizliği, diş eti hastalıkları tedavisi yapabiliyor ve size uygun bir ağız bakımı rutini öneriyor. Ben böylece ilk defa “çürüğe meyilli” bir ağza sahip olduğumu ve bunun için özel bakım yapmam gerektiğini öğrendim. Bunun büyük sebebi ağzımda bakteri çoğalması için daha iyi bir ortam bulunması. Peki bunu engellemek için ne yapmak lazım? Diş ipi ve antibakteriyel gargara. Hele de dişlerimin arası çok sık olduğu için diş fırçası araya giren yemek parçalarını temizlemede yetersiz kalıyor. Bunu bana Türkiye’de gittiğim ondan fazla doktorun söylemeyip, 32 yaşımda öğrenmem sanırım benim için biraz talihsiz oldu, ama zararın neresinden dönersek kardır diyelim. O yüzden sizi de bu konuda uyarmak istedim. Ağız sağlığımız çok çok önemli. Diş fırçalamanın yanı sıra buna bir de diş ipi eklersek, özellikle bu salgın döneminde, diş hekimine gitmenin zor olduğu bir dönemde, kendimize büyük bir iyilik yapmış oluruz. Diş ipi yapmak hem ucuz, hem de günde sadece 1 dakikanızı alıyor. Fakat sağladığı fayda hem maddi, hem de sağlıksal.
İkinci tavsiyem ise düzenli olarak güneş kremi kullanmak ve güneşten korunmak. Ergenlik döneminde akneden çok çekmiş biri olarak, ki hala akne sorunum tam çözülmüş değil; güneşten korunmanın önemini de geç farkettim. Bizim için güneş kremi sadece tatilde sürülecek bir şeydi ve senede bir kere alınırdı. Ben ancak 25 yaşımdan sonra günlük olarak güneş kremi kullanmayı bir alışkanlık haline getirdim ve bu gerçekten cildime büyük fayda sağladı. Özellikle de akneye, egzamaya ya da benzer bir cilt hastalığına karşı bir tedavi görüyorsanız cildiniz güneşten zarar görmeye çok müsait oluyor. Bu yüzden yaz-kış güneş kremi sürmeyi ihmal etmemek gerekiyor. Artık güneş kremi sektörü çok geliştiği için çok fazla seçenek var, yani eskisi gibi yapış yapış olan kremlerden almak zorunda da değilsiniz.
Güneş kremi aynı zamanda yaşlanma etkilerine karşı en iyi koruyucu. Yani artık dermotologlar anti-aging kremlerine yüzlerce lira ödemektense yılın her günü güneş koruyucu kremler sürmeyi tavsiye ediyorlar. Güneşten bize ulaşan iki UV ışını var, UVA ve UVB. İngilizcesi tesadüf mü bilemiyorum ama, UVA aging (yaşlanma), UVB ise burning (yanma) olarak geçiyor basit bir tanım ile. Yanmamıza sebep olan UVB ışını aynı zamanda cilt kanserinin de büyük bir tetikleyicisi. Bu yüzden de yüzümüze her gün güneş kremi sürmenin yanı sıra eğer 20 dakikadan fazla dışarıda kalacaksak kollarımızı, bacaklarımızı, özellikle ense ve kulaklarımızı da ihmal etmemek gerek. Benim cildim çok hassas olduğu için zaten küçüklüğümden beri tatillerde yanmamak için özen gösteririm, ama biliyorum ki birçok insan bronz cildi seviyor. Maalesef cildimiz adına vereceğimiz kötü kararlardan biri. Estetik bir kaygı uğruna sağlığımızla ilgili kötü bir karar vermiş oluyoruz.
Bunu söylemişken, estetik ya da sosyal kaygılar uğruna, ya da zevk uğruna beden sağlığımızı riske atabilecek kararlar vermeye karşıyım, ama yine de herkesin seçimleri için saygım sonsuz. Amacım sadece bu seçimleri yaparken bilgi sahibi olarak yapmanız. Örneğin belki 15 yaşında güneşlenirken güneşin zararlı ışınlarının farkında değildiniz. Ama şimdi farkındasınız.
Sizin beden sağlığımızı iyileştirebilecek, küçük bir değişiklikle hayatımıza katabileceğimiz önerileriniz var mı?